TARİHİ YERLER

ULUDAĞ

UludağBursa ili sınırları içinde, 2.543 m yüksekliği ile Türkiye‘nin en büyük kış ve doğa sporları merkezi olan dağ. Uludağ; Marmara Bölgesinin en yüksek dağıdır. Kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan Uludağ’ın uzunluğu 40 km’yi bulur. Genişliği ise 15-20 km’dir. Toplu ve heybetli bir görünüşe sahip olan bu dağın Bursa’ya bakan yamaçları kademeli, güneye Orhaneli’ne bakan tarafları ise düz ve daha diktir. En yüksek noktası göller bölgesinde yer alan Uludağtepe‘dir (2.543 m). Uzaktan Bursa’ya yaklaşılırken ve oteller bölgesinde görülen yüksek tepe genelde zirve olarak algılanır. Hâlbuki Zirve gibi görünen o tepenin ismi Keşiş Tepedir ve yüksekliği 2486 m’dir. Uludağ tepe ya da Karatepe (2543 m) Keşiş Tepenin 5 km güneydoğusunda yeralır. Dağın kuzey tarafında Sarıalan, Kirazlı, Kadı, Sobra yaylaları vardır.














Gölyazı, Nilüfer

GölyazıBursa-İzmir karayolunda Uluabat gölü (Apollont gölü) kıyısında küçük bir yarımadada kurulmuştur. Tarihi Roma dönemine kadar gider. Roma döneminden kalanları evlerin temel taşlarında görmek mümkündür. Tarihi ve coğrafi orijinal özellikler taşır. Apollon Krallığı‘nın merkezi olarak bilinir. Köyün başlıca geçim kaynağı günümüzde balıkçılık ve zeytinciliktir. Ayrıca her sene düzenlenen Leylek Şenliği vardır.


golyazi-300x199

Cumalıkızık,Yıldırım

Kuruluşu yaklaşık 1300’lü yıllara denk gelmektedir.

Bir vakıf köyü olarak kurulan köyde, tarihi doku çok iyi korunmuştur ve Osmanlı erken döneminin kırsal kesim sivil mimari örnekleri günümüze ulaşmayı başarmıştır. Bu özelliği nedeniyle çok ilgi çeken ve ziyaret edilen bir yerleşim yeri olmuştur. Sık sık tarihsel filmlere mekan olmaktadır.

Uludağ etekleri ile vadiler arasında sıkışıp kalan köylere kızık adı verilmiştir. Diğer kızık köylerindeki köylülerin eskiden Cuma namazı için toplandığı yer olduğundan bu köyün Cumalıkızık adıyla anıldığı söylenir. Bir başka söylence de, Osman Bey‘in köyün kurulduğu günün cuma günü olması sebebiyle bu köye “Cumalıkızık” adını vermiş olduğudur.

Köy meydanında köy geçmişine ait eşyaların sergilendiği bir de müze (Cumalıkızık Etnografya Müzesi) bulunur. Köyde, Haziran ayında “Ahududu Şenliği” yapılmaktadır. Ünlü “Cumalıkızık evleri” moloz taş, ağaç ve kerpiçten yapılır, genelde üç katlıdır. Üst katlardaki pencereler kafesli veya cumbalıdır. Ana giriş kapılarındaki kulplar ve tokmaklar dövme demirden yapılır. Evler sarı, beyaz, mavi, mor renklere boyalıdır. Evlerin arasında kaldırımsız, taş döşeli, çok dar sokaklar bulunur.

Köyün camisi, caminin yanındaki Zekiye Hatun Çeşmesi ve tek kubbeli hamamı Osmanlı devrinden kalmadır. Köyde, Bizans devrinden kalma bir kilise kalıntısı da bulunur. Köyde narenciyecevizkestane yetişir.

Tarihi dokusu nedeniyle sık sık dizi ve film çekimlerine sahne olur. Örnek olarak Kurtuluş Savaşı‘nı anlatan Kurtuluş dizisi, Osmanlı Devleti‘nin kuruluşunu anlatan Kuruluş dizisi ve son olarak başrolünü Emrah İpek‘in oynadığı Kınalı Kar dizisi burada çekilmiştir.












Uluabat Gölü

Uluabat Gölü, (Apolyont veya Öka olarak da bilinir), Bursa ilinde bir göldür. Güney Marmara bölgesinde Bursa kent merkezine 34 km mesafede yer alan göl, Mustafa Kemal Paşa ilçesine bağlıdır.13.500 ha alana sahiptir. Deniz seviyesinden yüksekliği 9 metredir. Kirmasti çayından beslenmekte olup ayrıca Uluabat deresi ile Susurluk Nehri‘ne karışır. En derin yeri 4 metre civarında genelinde ise 1-2 metreyi geçmemektedir.

uluabat-golu-152209E5

ULU CAMİ

Ulu Camii, ilk dönem İslam Mimarisi’nin sütunlar üzerine oturan düz dam ve Örtülü avlu şeklinde yapılan camileri örnek alırlar. Sıcak ülkelerde üzeri açık bıraklıan avlular, Anadolu‘da küçültülmüş ve caminin içine alınmış ve cami kapalı mekana dönüştürülmüştür. Selçuklu Dönemi’nde bazı camilerin üzeri düz dam ile örtülürken, Osmanlı döneminde’nde ilk kez anıtsal mekanlar ortaya çıkan mimarlık uygulamaları görülmüştür. Her kentte görülen Ulu Camii’ler Cuma namazlarının kılındığı yerlerdir.


ulu_camii



EMİR SULTAN CAMİİ

Emir Sultan CamiiBursa‘da, Yıldırım Bayezid‘ın kızı Hundi Fatma Hatun tarafından kocası Emir Sultan adına, muhtemelen Çelebi Sultan Mehmed‘in hükümdarlığı sırasında (1366 – 1429) inşa ettirilmiştir.

Bursa’nın en önemli mimari yapılarından olan Emir Sultan Camii, Yıldırım ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Bursa’nın doğusunda aynı adı taşıyan mahallede “Emir Sultan mezarlığı”nın yanında servi ve çınar ağaçlarının arasında yer almaktadır. Cami ilk yapıldığı zaman tek kubbeli iken 1507‘de avlu ve üç kubbeli revak eklenmiştir. Camii 1795 yılında tamamıyla yıkılmış, 1804‘te III. Selim camiyi aynı plan üzerine yeniden kurmuştur. 1855 depreminde hasar gören cami 19. yüzyıl zarfında tamir edilerek harap olmaktan kurtarılmıştır.

Cami sekizgen kasnak üzerine oturan tek kubbeye sahiptir. Kuzey cephesinin köşelerinde kesme taştan birer minaresi vardır. Dikdörtgen biçiminde, ahşap kolonlar üzerinde sivri ve yatay kemerli ahşap revaklarla çevrili geniş avlusunun ortasında şadırvan, güneyde cami, kuzeyde türbe ve ahşap odalar yer almaktadır. Camiinin içi gayet aydınlıktır. Kasnakta on iki, beden duvarlarında kırk adet büyük pencere vardır. İznikve Bursa’da yapılmış dört köşe pencerelerin etrafı çok defa mukarnaslarla işlenmiş ve üstüne Rumi motiflerle süslü alınlıklar yerleştirilmiş olan Emir Sultan Camii’nin mihrabı da, 17. yüzyılda İznik çinileriyle yaptırılmıştır.

emirsultancamisivetrbes

Yeşil Türbe

Yıldırım Bayezid’in oğlu Sultan Mehmet Çelebi tarafından 1421 yılında yaptırılmıştır. Mimarı Hacı İvaz Paşa’dır. Bursa‘nın sembolü haline gelen yapı şehrin her yerinden görülebilecek bir konuma sahiptir. I. Mehmet Çelebi sağlığında türbeyi yaptırmış, 40 gün sonra da vefat etmiştir. Türbede Çelebi Sultan Mehmet ile oğulları Şehzade Mustafa, Mahmut ve Yusuf ile kızları Selçuk Hatun, Sitti Hatun, Ayşe Hatun ve dadısı Daya Hatuna ait olmak üzere toplam 8 sanduka bulunmaktadır.

Dışardan bakıldığında tek katlı görünen türbe, sandukaların bulunduğu salon ve bunun altında yer alan beşik tonuzlu mezar odasıyla beraber iki katlıdır. Dış duvarlar turkuaz çinilerle kaplıdır. Türbenin içi, sandukalar, mihrab, duvarlar, cümle kapisi ile cephe kaplamaları da çiniden yapılmıştır. Kıbleye bakan mihrabı bir sanat eseridir. Buradaki çiniler İznik çiniciliğinin şaheser örnekleridir.

BURSA-YESIL-TURBE-KARTPOSTAL__7076166_0Evliya Çelebi’nin gezi yazılarında da türbe ile ilgili bilgi yer almaktadır. Ancak türbeyle ilgili bahis; içinde medfun bulunan Çelebi Sultan Mehmet Han’ın yaşamı üzerinden ele alınmakta, mimari hakkında olarak özel bir bilgi verilmemektedir. Bununla birlikte metinden yapının o dönemde yeşil imaret adı ile anılmakta olduğu öğrenilmektedir.

Bursa Kalesi

Bursa Kalesi Bithynia devletinden kalmadır. RomaBizans ve Osmanlı devrinde tadilat görmüştür.Hisar Kapı, Yer Kapı, Zindan Kapı, Pınarbaşı Kapı, Kaplıcalar Kapı girişleri vardır. Bursa kalesi üzerinde ev, hattâ apartmanlar yapılmıştır.[1]

Bursa civarı 14.yüzyıldan sonra gezginlerin ilgisini bir hayli çekmiştir. İbn-i Batuta’nın başlatmış olduğu gezileri Bertrandon De La Broquire (1432),Polonyalı Simeon (1608), Evliya Çelebi (17.yüzyıl), Katip Çelebi (17.yüzyıl), George Wheler (1675), Jean de Thevenot (1689), A.De La Motray (1699),Paul Lucas (1700), Helmuth Von Moltke (1836), George Perpot (1864), Aleksander Von Warsberg (1869), İbnülcelal Sezayi (1890), Clement Huart(1897), Thomas Allom (19.yüzyıl), Pierre Loti (20.yüzyıl), Regis Delbeuf (1906), Şerafeddin Meğmumi (1909) ve Ahmet Şerif (20.yüzyıl) izlemiş ve hepsi de ayrı ayrı anılarını yazar iken kaleden söz etmişlerdir.[1]

Bursa Kalesi’nin, yapımında çeşitli blok ve moloz taşlar kullanılmıştır ve oldukça yüksek bir kaledir. Surlarının 5 kapısı bulunan Bursa surlarında Pınarbaşı Kapı ile Zindan Kapı arasındaki ön surlar, evler arasında kaybolmuştur. Bunların arasında yer alan Hisar Kapı 1855 yılındaki depremde yıkılmıştır.

193Keramet Su Kaplıcası

Bursa Keramet Köyü Etrafımızda ne güzel yerler varda gitmiyoruz, dediğimiz yerlerden biridir keramet köyü. doğal bir sıcak su kaynağından çıkan açık bir mini gölet derinliği 1 metre ile 2 metre arasında değişiyor etrafında piknik alanları da mevcut göletin içindeki 3 metre derinlikteki bir oyuktan kaynıyor su o oyuğa dalmak çok zevkli, kışın bile sıcak suyundan dolayı girilebiliyor. Suyunun sayısız faydası var ama daha keşfedilmediği için çok fazla rant sağlamak isteyen yok etrafında, Giriş için muhtarlık 3 tl alıyor ama alınan para muhtarlık tarafından tesisin geliştirilmesi için kullanılıyor







Suuçtu Şelalesi

Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesine 18 km. uzaklıkta bulunan ve ilçenin içme suyu ihtiyacını karşılayan Suuçtu Şelalesi 38 metre yükseklikten dökülür. Çataltepe mevkiinde, Muradiyesarnıç Köyü yakınlarında, Karadere üzerinde fay hattının çökmesi ile oluşmuştur. Kayın, meşe, çam ağaçlarının gölgesinde serin bir dinlenme alanı olan bu alan, etrafındaki ahşap piknik masaları ve ocakları sayesinde piknikçilerin çok rağbet ettiği bir mesire yeridir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder